Kadınlar neden evlenmiyor? Çünkü evlilik oranları geçmişe göre düşüşte ve artık birçok kadın için ilişki içinde olmak öncelik değil. Bekâr kadınların sayısı giderek artıyor ve bu durum her yaş grubunda, farklı kültürlerde ve ekonomik sınıflarda daha görünür hale geliyor.
Bu trendin arkasında pek çok neden var. Geleneksel evlilik anlayışının yeniden değerlendirilmesi, finansal bağımsızlığın artması, partner seçiminde daha yüksek standartlar ve bekâr olmanın sağladığı mutluluk.
Ömür boyu bekâr kalmak herkes için cazip olmasa da, evlilik oranlarındaki düşüş hızla devam ediyor. Bu nedenle, bu sosyal değişimi daha yakından incelemek önemli.
İçerik
Tarihsel Perspektif: Normlar Nasıl Değişti?
Son 25 yılda kadınlara dair toplumsal normlar ciddi şekilde değişti. Bugün kadınlar, anneleri ve büyükannelerine kıyasla evlenmek ve çocuk sahibi olmak için daha geç bir yaş bekliyor.
Tarih boyunca evlilik kavramı büyük değişimlerden geçti. 1940’larda evlilik, istikrar ve toplumsal cinsiyet rollerine dayanıyordu. 1960’larda ise cinsel devrim etkisini gösterdi ve insanlar geleneksel cinsiyet rollerini ve evlilik anlayışını sorgulamaya başladı. Toplumda bedensel özgürlük ve bireysel tercih hakları önem kazandı. 2000’lere gelindiğinde evlilik, tamamen bir tercih haline geldi. Boşanma oranlarının artması bazı çiftleri evliliğin gereksiz olduğuna inandırırken, düğünlerin yüksek maliyeti diğerlerini bu adımı atmaktan alıkoydu. Toplumsal normların baskısı azalınca, evlenmeme seçimi daha kabul gören bir durum hâline geldi.
2024 Türkiye’de Bekâr Sayısı ve Evlilik Eğilimleri
2024 yılı itibarıyla Türkiye’de evlenme çağında olup hiç evlenmemiş bireylerin sayısı 19 milyon 485 bin 977’ye ulaşmıştır. Aynı yıl, tek kişilik hane halkı sayısı 5 milyon 192 bin 825 olarak kaydedilmiştir. Bu veriler, yalnız yaşayan bireylerin sayısındaki artışı ve evlenme oranlarındaki düşüşü göstermektedir.
2024 yılında Türkiye genelinde evlenen çiftlerin sayısı 568 bin 395 olarak gerçekleşmiştir. Bu sayı, bir önceki yıl olan 2023’e göre %0,2’lik bir artışı göstermektedir. Ancak, boşanma oranları da yükselmiştir ve 2024 yılında boşanan çiftlerin sayısı 187 bin 343 olarak kaydedilmiştir. Bu da her üç evlilikten birinin boşanmayla sonuçlandığını göstermektedir.
Ortalama ilk evlenme yaşı da yükselmiştir. 2024 yılında erkeklerde 28,3, kadınlarda ise 25,8 olarak belirlenmiştir. Bu durum, bireylerin evlilik kararlarını daha geç yaşlarda aldığını ve evlilik öncesi kariyer ve kişisel gelişim gibi faktörlerin etkili olduğunu göstermektedir.
Tüm bu veriler, Türkiye’de evlilik ve boşanma oranlarının değişen sosyal ve kültürel dinamiklerle şekillendiğini ve bireylerin yaşam tercihlerini daha özgürce belirlediğini göstermektedir.
Kariyer Öncelikleri ve Finansal Bağımsızlık
Günümüzde kadınlar, geleneksel evlilik anlayışını adeta yeniden tanımladı ve birçok kadın, kariyerlerini önceliklendirmeyi seçiyor. Eskiden evlilik, toplumun bir beklentisi iken şimdi bir tercih haline geldi. İlişkilerde eşitliğin yaygınlaşmasıyla birlikte, kadınlar artık iş hayatında yükselme ve kişisel hedeflerine odaklanma fırsatını daha çok değerlendiriyor.
Türkiye’de kadınların iş gücüne katılımı giderek artıyor. 2025 itibarıyla Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 15 ve daha yukarı yaştaki kadınların %36,5’i istihdam ediliyor. Erkeklerde ise bu oran %70 civarında. Kadınların iş gücüne katılım oranı yıllar içinde yükseliyor ve cinsiyet uçurumu giderek azalıyor.
Finansal bağımsızlık da bu değişimin önemli bir parçası. Kadınların kredi ve banka hizmetlerine erişimi artık evli olma durumlarına bağlı değil. Bu sayede, kadınlar kendi kararlarını alabiliyor, yatırımlarını yönetebiliyor ve ekonomik olarak özgür hareket edebiliyor.
Tüm bu gelişmeler, kadının toplumsal rolünü ve beklentilerini de değiştirdi. Artık evlilik, sadece bir zorunluluk değil aynı zamanda kendi hedeflerini gerçekleştirmek isteyen kadınlar için bilinçli bir tercih olarak görülüyor.
Evlilik ve İlişkilere Bakış Açısındaki Değişim
Eskiden kadınlar maddi açıdan büyük ölçüde erkeklere bağımlıydı ve evlilik bir zorunluluk olarak görülüyordu. Artık kadınların ekonomik ve sosyal özgürlüğü arttıkça, evliliğe olan ihtiyaç da o kadar zorunlu değil.
Günümüzde evlilik öncesi birlikte yaşama, uzun süreli nişanlılık, eşcinsel ilişkiler ve daha rahat flört biçimleri gibi geleneksel olmayan ilişki modelleri toplumda daha kabul görebiliyor.
Bazı kadınlar ise bekar kalmayı ve kişisel hedeflerini önceliklendirmeyi tercih ediyor. Kariyerlerini geliştirmek, hobilerine odaklanmak ya da sadece partner olmadan mutlu olmayı seçiyor. Türkiye’de yapılan bir araştırmaya göre, 25–40 yaş arası kadınların %42’si bekar kalmayı bilinçli bir tercih olarak görüyor.
Aslında, sosyal bağlantılar, bağımsızlık ve özgürlük açısından, bekar kadınlar çoğu zaman bekar erkeklerden daha mutlu hissediyor. Bu, kendi kararlarını alma ve hayatı kendi kurallarıyla yaşama özgürlüğü ile yakından ilişkili.
Evlilik oranları da değişiyor. Türkiye’de TÜİK verilerine göre, 2025 yılında evlilik oranları önceki yıllara göre biraz düşüş gösteriyor, boşanma oranı ise %1,8 civarında. Özellikle 50 yaş ve üzeri çiftlerde boşanma oranlarının arttığı gözlemleniyor. Bunun sebebi, insanların daha geç yaşta evlenmeyi tercih etmesi olarak yorumlanıyor.
Eğitim ve İlişki Beklentilerindeki Fark
Eğitime erişim, özellikle son 50 yılda Türkiye’de ciddi şekilde arttı. Kadınların üniversiteye ve mesleki eğitim kurumlarına katılımı giderek yaygınlaştı. TÜİK verilerine göre, 2024 yılında 25–34 yaş arası kadınların %54’ü üniversite mezunu. Bu artış, kadınların doktor, avukat, mühendis ve diğer profesyonel alanlarda daha çok temsil edilmesini sağladı.
Araştırmalar, birçok insanın benzer eğitim seviyesine sahip bir partneri tercih ettiğini gösteriyor ancak bu kişisel bir tercih ve genel bir kural değil.
Buna ek olarak, yüksek eğitim, kadınların partnerlerinden beklentilerini de etkileyebiliyor. Türkiye’de yapılan bir araştırmaya göre, üniversite mezunu bekar kadınların %41’i kendilerine uygun partner bulmakta zorlandıklarını ifade ediyor. Üniversite mezunu olmayan kadınlarda bu oran %25 civarında.
Beklentiler yalnızca eğitimle sınırlı kalmıyor. Partnerin sağlık durumu, yaşam tarzı ve fiziksel özellikleri de bu tercihlerde önemli rol oynuyor. Eğitimli kadınlar, hayatlarını ve kariyerlerini etkileyebilecek ilişkilerde daha seçici olabiliyor, bu da bekar kalma oranlarını artırıyor.

Kadınlarda Özgüven ve Kendi Kendini Gerçekleştirme
Günümüzde kadınlar, sadece bir partner arayışıyla sınırlı kalmayıp, kişisel hedeflerini gerçekleştirmeye odaklanıyor. Solo seyahat, Türkiye’de de giderek popüler hale geliyor. TÜRSAB 2024 raporuna göre, Türkiye’deki kadınların yaklaşık %37’si tek başına seyahat etmek istiyor. Bu deneyim, hem kendilerini tanımalarını hem de dünyayı keşfetmelerini sağlıyor.
Kadınlar artık hobilerini de bağımsız olarak sürdürüyor. Koşu gruplarından kuş gözlemine, yoga ve el sanatları atölyelerinden fotoğrafçılığa kadar pek çok etkinlikte kadınlar kendi yollarını çiziyor. Bu aktiviteler, hem kişisel gelişim hem de mutluluk için güçlü araçlar sunuyor.
Kendi başına vakit geçirmek, kadınların sosyal çevresini genişletmesini, yeteneklerini keşfetmesini ve özgüvenini artırmasını sağlıyor. Bu nedenle, bekar kalmayı seçmek, sadece ilişki eksikliğinden kaynaklanmıyor aynı zamanda kendini gerçekleştirme ve bağımsızlık isteğiyle de bağlantılı.
Sosyal Medya, Flört Uygulamaları ve Karar Yorgunluğu
Dijitalleşen dünyada, flört uygulamaları ve sosyal medya, ilişkilerde yeni dinamikler yaratıyor. Türkiye’de 2024 itibarıyla yaklaşık 7,4 milyon kişi flört uygulamalarını kullanıyor. Bu uygulamalar, özellikle gençler arasında popüler olsa da, uzun vadeli ilişkiler için her zaman etkili olmayabiliyor.
Sosyal medya kullanım oranı Türkiye’de %66,8’e ulaşmışken, kullanıcılar günde ortalama 2 saat 44 dakikalarını bu platformlarda geçiriyor. Ancak bu yoğun kullanım, karar yorgunluğuna ve ilişki tatminsizliğine yol açabiliyor. Araştırmalar, çevrimiçi tanışmaların, aile, iş veya arkadaş çevresi gibi geleneksel yollarla tanışmalara göre daha düşük ilişki istikrarı sağladığını gösteriyor.
Flört uygulamaları, başlangıçta eğlenceli ve heyecan verici olabilirken, zamanla kullanıcılar arasında yüzeysel bağlar ve kısa süreli ilişkiler artabiliyor. Bu durum, özellikle Z kuşağı arasında flört uygulamalarının cazibesinin azaldığını gösteriyor.
Sonuç olarak, dijital platformlar daha fazla seçenek sunsa da, bu durum karar verme sürecini karmaşıklaştırabilir ve tatminsizliğe yol açabilir. Geleneksel tanışma yöntemleri, daha derin ve kalıcı ilişkiler için hala önemli bir rol oynamaktadır.
Kadın Dayanışması ve Sosyal Ağların Gücü
Günümüzde kadınlar, romantik ilişkilerden bağımsız olarak güçlü arkadaşlıklar ve destekleyici sosyal ağlar kurmaya daha fazla önem veriyor. Geçmişte kadınlar genellikle eşlerinin veya annelik rollerinin çevresinde şekillenen sosyal çevrelere sahipken, günümüzde kendi istek ve ihtiyaçlarına dayalı ilişkiler kuruyorlar.
Bu değişim, kadınların bireysel kimliklerini güçlendirmelerine ve kendi yaşamlarını daha bağımsız bir şekilde inşa etmelerine olanak tanıyor. Kadın dayanışması, sadece duygusal destek sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda kişisel gelişim, kariyer ve yaşam kalitesi açısından da önemli bir rol oynuyor.
Ekonomik ve Kültürel Baskılar
Türkiye’de artan konut fiyatları ve toplumun evlilik algısı, insanların evlenme kararlarını ertelemesine neden oluyor. Özellikle büyük şehirlerde gençlerin ev sahibi olması giderek zorlaşıyor ve bu da aile kurmayı ve evliliği geciktiriyor.
2025 itibarıyla Türkiye’de ortalama bir konut fiyatı İstanbul’da yaklaşık 4,2 milyon TL civarında. Aynı zamanda çocuk sahibi olmanın maliyeti de önemli bir faktör. TÜİK verilerine göre, çocuğun 0–18 yaş arası bakım ve eğitim masrafları aile bütçesini ciddi şekilde etkileyebiliyor. Özellikle kreş ve okul giderleri büyük şehirlerde yıllık ortalama 120.000–150.000 TL’ye kadar çıkabiliyor.
Bu durum, evlenmek ve çocuk sahibi olmak isteyen çiftler için ekonomik baskıyı artırıyor. Evin veya çocuğun maliyetini karşılayabilme durumu, evlilik oranlarını doğrudan etkileyerek Türkiye’de evlilik yaşının yükselmesine katkıda bulunuyor.

Kadın Arkadaşlıkları ve Destek Ağlarının Yükselişi
Günümüzde kadınlar, romantik ilişkilerden bağımsız olarak güçlü arkadaşlıklar ve destek ağları kurmayı öncelikli hâle getiriyor. Önceden kadınlar genellikle eşlerinin veya annelik rollerinin çevresine bağlıydı ama artık kendi istek ve ihtiyaçları doğrultusunda sosyal ilişkiler inşa ediyorlar.
Kadın dayanışması, sadece duygusal destek sağlamakla kalmıyor aynı zamanda kişisel gelişim, kariyer ve yaşam kalitesi açısından da önemli bir rol üstleniyor. Tatmin edici bir sosyal çevre, romantik ilişkilere bağımlı olmaktan daha değerli hâle geliyor.
Başarı ve Tatmin Anlayışının Yeniden Tanımlanması
Türkiye’de bekâr kadın olmanın toplumsal algısı değişiyor. Eskiden tek kadınlı olmak toplum içinde bir başarısızlık ya da eksiklik olarak görülebilirken, artık bağımsızlık ve kendi hayatını kurma becerisi değerli kabul ediliyor.
Birçok kadın, geçmişte “evlilik = mutluluk” gibi geleneksel kalıpları yeniden değerlendiriyor. Kariyer basamaklarını çıkmak, hobilerine zaman ayırmak ya da yalnız yaşamaktan keyif almak artık birçok kişi için geçerli seçenekler arasında.
“Bekâr kadınların bekârlığa ilişkin algıları” üzerine yapılan bir araştırmaya göre, evlenmemiş yetişkin kadınlar arasında evlilik baskısı yoğun fakat bu baskıya rağmen birçok kadın evlilik yerine kendi hedeflerini ve özgürlüğünü önceliklendirdiğini söylüyor.
KONDA’nın 2024’te yayınladığı “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Algı Değişim Raporu”na göre, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda geri adım atılması gereken algılar azalmış durumda fakat hâlihazırda “kadınların başarılı bir yaşam sürebileceği ya da tek başına mutlu olabileceği” inancı toplumda tam yerleşmiş değil.
Özetle, ister flörtün içinde olun ister yalnızlığı seçin, Türkiye’de modern kadın için tatmin yalnızca romantik ilişkilerde değil, kendi arzularını, ihtiyaçlarını ve hedeflerini gerçekleştirebilmekte yatıyor.
Kaynaklar:
- TÜİK, Medeni Durum Verileri: https://nip.tuik.gov.tr/?value=MedeniDurum
- TÜİK, Evlenme ve Boşanma İstatistikleri 2024: https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Evlenme-ve-Bosanma-Istatistikleri-2024-54194
- Anadolu Ajansı, Türkiye’de yalnız yaşayanların sayısı 5,2 milyona yaklaştı: https://www.aa.com.tr/tr/yasam/turkiyede-yalniz-yasayanlarin-sayisi-5-2-milyona-yaklasti/3133918
Sıkça Sorulan Sorular
Kadınlar neden evlenmek istemiyor?
Birçok kadın artık evliliği bir zorunluluk olarak görmüyor, kariyer hedefleri, finansal özgürlük, kendini gerçekleştirme isteği gibi etkenler ön plana çıkıyor. Ayrıca toplumsal baskıların azalması ve cinsiyet eşitliği bilincinin yükselmesi, evliliği “zorunluluk” olmaktan çıkarıyor.
Türkiye’de bekâr kadınların oranı ne kadar?
2024’te evlenme çağında olup hiç evlenmemiş bireylerin sayısı 19 milyon 485 bin 977 olarak kaydedildi. Bu sayı, Türkiye nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturuyor ve bekar kadınlar içerisindeki oranın da yüksek olduğunu gösteriyor.
Kadınlar evlilikten ne bekliyor?
Kadınlar artık evliliği sadece “birlikte yaşamak” olarak görmüyor. Ortak değerler, parasal dengeler, partnerin eğitim ve karakter özellikleri, destekleyici ilişki, bireysel hedeflere saygı gibi daha derin beklentiler ön planda.
Kariyer kadınların evlilik kararını etkiliyor mu?
Evet, kariyer kadınlar için büyük bir etken. Çoğu kadın, iş hayatında ilerlemek, kendini geliştirmek ve bağımsız kararlar almak istiyor. Bu da evlilik kararını geciktiren ya da farklı kriterlerle düşünmeyi gerektiren bir unsur haline geliyor.
Eğitim seviyesi kadınların evlenme isteğini etkiler mi?
Evet, eğitim seviyesi arttıkça kadınların partner seçiminde beklentileri de yükseliyor. Daha yüksek eğitimli kadınlar, benzer eğitim düzeyine veya entelektüel uyuma sahip partner arıyor olabilirler, bu da evlilik kararını zorlaştırabiliyor.
Ekonomik nedenler kadınların evlenmesini engeller mi?
Kesinlikle. Kira, konut fiyatları, çocuk bakımı ve geçim maliyetleri, evlilik ve aile kurmanın mali yükünü artırıyor. Kadınlar, “evliliğe hazır olmadan” adım atmamak için bu ekonomik şartları göz önünde bulunduruyor.
Bekâr kadınlar mutlu mu?
Birçok anket ve sosyal araştırma, bağımsızlık, sosyal çevre, hobiler ve kendi tercihlerine göre yaşayan kadınların mutluluk düzeylerinin yükseldiğini gösteriyor. Bekâr olmanın “eksiklik” değil, “seçim” olabileceği algısı giderek güçleniyor.
Kadınların evliliğe bakışı sosyal medya ile değişti mi?
Evet. Sosyal medya, ilişki modelleri, bağımsız kadın hikâyeleri ve normlara meydan okuyan paylaşımlarla evlilik algısını değiştiren etkili bir mecra oldu. Daha fazla kadın, farklı yaşam biçimlerini sosyal medya üzerinden görüp benimseyerek kendi tercihlerini şekillendiriyor.
Benzer Yazılar
Yeni Başlayanlar İçin Telefon Seksi ve 11 İpucu
Partnerinizin Erotik Oyuncakları Sizin Yerinize Geçmez
Gaslighting Nedir? Gaslighting Kurbanı Olabilir misiniz?
İlk Kez Seks Yapacaklar İçin Rehber
Partnerle Vibratör Kullanımı: Çiftler İçin Rehber
Sexten Sonra Neden Ağlıyorum? Postkoital Disfori
Sekste Gaz Çıkarmak ve Utandırıcı Sesler: Ne Yapmalı?
En İyi 5 Erotik Oyuncak: İlişkinizi Canlandırma Rehberi

Elif Kaya Hakkında
Elif Kaya, cinsel sağlık ve ilişkiler üzerine içerikler üreten bir editördür. Özellikle çiftlerin kendilerini daha iyi anlamalarına, iletişimlerini güçlendirmelerine ve sağlıklı bir cinsel yaşam kurmalarına yardımcı olacak yazılar hazırlar. Fastieshop ekibiyle birlikte, cinsellik hakkında doğru bilgileri yalın ve samimi bir dille paylaşır. Onun yazılarında hem bilimsel temellere dayalı bilgiler hem de günlük hayatta uygulanabilecek ipuçları bulabilirsiniz.
Tüm yazılar - Elif Kaya