Japonya Cinsellik Tarihi Hakkında 5 Şaşırtıcı Gerçek

Japonya Cinsellik Tarihi

Yüzyıllar boyunca Japonya, dış dünyaya kasıtlı olarak kapalı kaldı. Bu durum, toplumun geleneksel, erkek egemen ve katı ahlaki kurallarla şekillendiği bir yapı oluşturdu. Kadınlar ve alt sınıf için hayat oldukça baskıcıydı.

Ancak bu katı sosyal düzen, insanların cinsel olarak bastırıldığı anlamına gelmiyordu. Tam tersine, kapalı kapılar ardında, katı normların getirdiği sınırlamaları dengelemek için cinsel olarak deneysel davranışlar oldukça yaygındı.

İşte Antik Japonya’da seks hayatıyla ilgili, büyük olasılıkla daha önce duymadığınız 5 ilginç ve şaşırtıcı gerçek:

1. Samuraylar Pornoyu Tılsım Gibi Taşıyordu

Shunga sanatı örneği.

Japonya’da yüzyıllar boyunca oldukça popüler olan klasik erotik tahta baskı sanatı shunga, modern döneme kadar ilgi görmeye devam etti. Erotik fotoğrafın yaygınlaşmasıyla yavaş yavaş gözden düşse de, shunga Japon kültüründe önemli bir yer tutuyordu.

Shunga’nın kullanım alanları çeşitlilik gösteriyordu. Evli çiftlerin cinsel isteğini artırmak veya cinsel ilişkiye giremeyen kişilerin –mesela seyahat eden tüccarlar gibi– mastürbasyon sırasında yardımcı olarak kullanması gibi işlevleri de vardı.

Fakat shunga’nın etrafında bazı ilginç inançlar da şekillendi. En dikkat çekeni, samurayların savaş alanına giderken shunga’yı yanlarında taşıdıklarında ölmeyeceklerine dair olan inançlarıydı. Yani erotik baskılar, sadece cinsel bir araç değil, aynı zamanda bir tür uğur veya koruma simgesi olarak görülüyordu.

Gerçekten de shunga’yı günümüz pornografisiyle karşılaştırmak yanlış olmaz. Özellikle Edo döneminin zirvesinde, birçok eser yalnızca erotik değil, aynı zamanda önemli bir sanatsal değere sahipti.

2. Erkekler Arasında Eşcinsellik Kabullenilmişti

Geleneksel, ataerkil bir toplum olmasına rağmen eski Japonya’da erkekler arası ilişkiler oldukça yaygındı ve sosyal olarak büyük ölçüde kabul görüyordu. İlginç bir şekilde, bu durum Antik Yunan veya Roma gibi bazı eski batı toplumlarına da benziyordu. Evli erkeklerin, cinsel ilişki sırasında aktif (penetratif) roller üstlenmek şartıyla erkek sevgilileri olabiliyordu.

Bu tür ilişkiler genellikle asimetrikti. Deneyimli ve yaşça büyük erkekler, daha genç partnerlerle birlikteydi. Genç partnerler genellikle çocukluk ya da erken gençlik dönemindeydi ve ilişkiden maddi kazanç elde edebiliyorlardı. Bu durum hem toplum tarafından kabul görmüş, hem de belirli sosyal düzenlemelerle çerçevelenmişti.

Bir diğer yaygın ve yine asimetrik ilişki biçimi ise Budist rahipler arasında görülüyordu. Yaşlı rahipler, genç öğrencilerini sevgili olarak alabiliyor ve bu ilişkiler hem eğitim hem de cinsel bağlamda toplumsal olarak normal karşılanıyordu. Bu tür ilişkiler, daha önce bahsedilen shunga baskılarında sıkça resmedilmiş, sanatsal ve erotik bir şekilde yansıtılmıştı.

Sonuç olarak, erkekler arası cinsel ilişkiler Japon kültüründe tamamen yasaklanmış değil, aksine belirli kurallar ve sosyal normlar çerçevesinde normal bir olgu olarak kabul ediliyordu.

3. Erkekler İçin Serbest Cinsel İlişkiler Normaldi

Eski Japonya’da erkeklerin evlilik dışı ilişkiler yaşaması yasal olarak mümkündü ve toplumsal olarak beklendiği bile söylenebilir. Bunun nedeni, cinsel tatminin evlilikte bir zorunluluk olarak görülmemesiydi. Evlilik, esas olarak neslin devamını sağlamak amacıyla yapılır ve cinsel ilişkinin tek amacı bu olarak kabul edilirdi. Diğer tüm cinsel ihtiyaçlar ise yüksek sınıf fahişeler, cariyeler veya daha önce bahsedilen genç erkekler gibi farklı yollarla karşılanabilirdi.

Bu anlayış, özellikle fuhuş sektörünün gelişmesini destekledi. Spektrumun bir ucunda, yüksek sınıfa hitap eden zarif ve eğitimli kourtesanlar veya performans ağırlıklı geyşa yer alıyordu. Diğer uçta ise düşük sınıftan kadınlar, neredeyse hayatta kalabilmek için çalışan fahişeler bulunuyordu.

Evli kadınların cinsel ihtiyaçları resmi olarak pek dikkate alınmazdı ve kağıt üzerinde tam sadakat beklenirdi. Ancak gerçek hayatta, yüksek sınıftan kadınların evlilik dışı ilişkileri, makul ölçüde gizli kaldığı sürece çoğunlukla tolere edilirdi özellikle de bu ilişkiler gebelikle sonuçlanmadığı sürece.

Yine de hem erkek hem de kadın için kabul edilemez bir durum vardı, sevgilisine karşı gerçek romantik duygular geliştirmek! 1930’larda bir yazarın belirttiği gibi, “Geleneksel ahlaki anlayışa göre aşık olmak, zihinsel ve ahlaki zayıflığın bir göstergesidir.”

Bu yaklaşım, cinselliği tamamen fizyolojik ve sosyal normlarla çerçevelenmiş bir davranış olarak görmekteydi ve duygusal bağların bir tehlike olarak algılandığını gösteriyordu.

4. Geyşaların Bakireliği Bazen Açık Artırmayla Satılırdı

Geleneksel kıyafetleri içerisinde 2 tane geyşa fotoğrafı.

Genç geyşaların yetişkinliğe adım attığı en önemli ritüellerden biri mizuage adı verilen bakirelik töreniydi. Bu törende, genç geyşanın bakireliği, maddi destek sağlayan bir patron tarafından “elden alınırdı.” Patron, karşılığında bu özel deneyimi yaşayarak törene katılmış olurdu.

Bu uygulama, Memoirs of a Geisha adlı ünlü kitapta detaylı şekilde anlatılmış ve aynı zamanda filme de uyarlanmıştır. Yüzyıllar boyunca Japonya’da yaygın ve oldukça popüler olan mizuage, 1959’da fuhuşun diğer biçimleriyle birlikte yasaklanana kadar uygulanmaya devam etti.

Mizuage, genç bir kadının yetişkinliğe geçişinin sembolü olarak önemli olsa da, aynı zamanda oldukça kazançlı ve çoğu zaman gölgeli bir ticaret biçimiydi. 1950’lerde bu uygulamanın yasaklanmasından hemen önce yetişen bir geyşa, kendi otobiyografisinde, birden fazla patronla mizuage ritüelini tekrarlamak zorunda bırakıldığını ve her defasında bakire olduğu inancıyla bu süreci yaşadığını anlatır.

Bu uygulama, geleneksel Japon toplumunda kadınların bedenleri ve cinsellikleri üzerindeki kontrolün ne kadar derin olduğunu ve ekonomik çıkarlarla nasıl iç içe geçtiğini gözler önüne seriyor.

5. Eski Japonya’da Seks Oyuncaklarına Büyük İlgi Vardı

Shunga baskıları, katı ahlak kurallarının gölgesinde bile Japonların cinsel olarak ne kadar yaratıcı olduğunu gözler önüne seriyor. Bu baskılarda çeşitli seks oyuncakları sıkça tasvir edilmiştir. Özellikle harigata adı verilen, boş iç yapıya sahip, penis biçiminde oyuncaklar oldukça yaygındı. Bu oyuncaklar hayvan boynuzundan, deriden, tahta veya hatta karton hamurdan yapılabiliyor ve vajina ya da anal penetrasyon için kullanılıyordu. Ayrıca çiftli veya kemerli dildo tasarımları, hem heteroseksüel hem eşcinsel hem de grup cinsellik sahnelerinde sıkça yer alıyordu.

Bunların dışında, vajinaya yerleştirilen küçük toplar da cinsel ilişki sırasında ek uyarım sağlamak için kullanılıyordu. Penis üzerine geçirilen halkalar ve zırhlı kılıflar ise ereksiyonu güçlendirmek ve alıcı partnerin uyarılmasını artırmak amacıyla tercih ediliyordu.

Bu detaylar, Japon toplumunun dışarıdan sert ve kısıtlayıcı görünmesine rağmen, kapalı kapılar ardında ne kadar cinsel olarak deneysel ve yenilikçi olduğunu ortaya koyuyor. Seks oyuncakları, sadece bireysel haz için değil, aynı zamanda cinsel performansın çeşitlendirilmesi ve zevkin artırılması amacıyla da yoğun şekilde kullanılıyordu.

Sıkça Sorulan Sorular

Shunga nedir ve neden bu kadar önemliydi?

Shunga, Japonya’da Edo döneminde (1603–1868) popüler olan erotik tahta baskı sanatıdır. Toplumun katı ahlak kurallarının gölgesinde, bireylerin cinsel arzularını ifade etmeleri için bir araç olarak kullanılmıştır. Sanatsal değeri yüksek bu eserler, dönemin sosyal ve kültürel yapısını anlamada önemli bir kaynak oluşturur.

Samuraylar neden savaşta shunga taşırdı?

Samuraylar, savaş sırasında shunga resimlerini yanlarında taşıyarak kendilerini koruduklarına inanırlardı. Bu resimler, sadece cinsel içerikli değil, aynı zamanda sanatsal değeri yüksek eserlerdi ve samuraylar için uğur kaynağıydı.

Geyşaların bakireliği nasıl satılırdı?

Geyşaların yetişkinliğe adım attığı en önemli ritüellerden biri mizuage adı verilen bakirelik töreniydi. Bu törende, genç geyşanın bakireliği, maddi destek sağlayan bir patron tarafından “elden alınırdı.” Patron, karşılığında bu özel deneyimi yaşayarak törene katılmış olurdu.

Japonya’da seks oyuncakları nasıl kullanılıyordu?

Shunga baskıları, katı ahlak kurallarının gölgesinde bile Japonların cinsel olarak ne kadar yaratıcı olduğunu gözler önüne seriyor. Bu baskılarda çeşitli seks oyuncakları sıkça tasvir edilmiştir. Özellikle harigata adı verilen, boş iç yapıya sahip, penis biçiminde oyuncaklar oldukça yaygındı. Bu oyuncaklar hayvan boynuzundan, deriden, tahta veya hatta karton hamurdan yapılabiliyor ve vajina ya da anal penetrasyon için kullanılıyordu.

Erkekler arası eşcinsellik Japonya’da nasıl kabul ediliyordu?

Eski Japonya’da erkekler arası ilişkiler yaygındı ve toplumsal olarak kabul ediliyordu. Evli erkekler, aktif (penetratif) rol üstlenerek erkek sevgilileri olabiliyorlardı. Bu ilişkiler genellikle asimetrikti. Deneyimli ve yaşça büyük erkekler, daha genç partnerlerle birlikte oluyorlardı. Genç partnerler, bu ilişkilerden maddi kazanç elde edebiliyorlardı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir